NAFİLE
Sevmek neydi, bilir miydiniz siz bayım?
Bilirim deyip yalan söylemeyiniz
Sevgiyi siz hiç bilmezdiniz
Gerçi siz
Pek bir şey de bilmezdiniz bayım
Doğrusu bilmek istemezdiniz
Sorgulamazdınız, düşünmezdiniz
Her şeyi olduğu gibi kabul ederdiniz
Biraz bıkkın hem de yorgundunuz
Omzuma yaslansanız bütün yorgunluğunuzu dindirirdim
Ama o omzu hep boş bırakmayı tercih ettiniz bayım
Beni hiç görmezdiniz
Siz gerçi, beni değil kendinizi bile görmezdiniz
Bir yerlerde hep ölmeyi yeğlediniz
Ben ise yaşamayı
Avare dünyaya inat, umutla, aşkla yaşamayı
Gülerdiniz bana, ben ise size kızardım
Umutsuz olmak kolay olandı
Siz kolay olanı seçtiniz
Zor olanı başaracak kadar hiç cesur olmadınız
Asıl zor olan
Karanlığın içinde mum ışığı olabilmek değil miydi ?
Bunu başaramayacak kadar korkaktınız bayım!
Konuşmazdınız, sorularım hep cevapsız kalırdı
Şuan olduğu gibi
İşiniz gücünüz konuşmadan o zehri ciğerlerinize solumaktı
Solurdunuz, biraz dururdunuz
Hayalperestliğimle dalga geçer kendinizce eğlenirdiniz
Ama ben dalga geçilmek değil anlaşılmak istedim bayım!
Ben sevilmek istedim
Siz kalbimi okşayın, ellerimi ısıtın istedim
En sıcak havada bile, o eller hep buz gibi kala kaldı
Kalbim okşanmayı beklemekten nasır tuttu bayım
Ama ümitliydim pes etmedim
Belki yaşamaya umutla bakarsınız diye
Kuşlardan söz ettim hep
Gülmeyi öğrenirsiniz diye içtenlikle size gülümsedim hep
Ama nafileydi bayım
Bütün uğraşlarım, sevdam, her şey nafile!
Siz kendinizi sevmezken
Benim sizi sevmem nafileydi
Çünkü sevgiyle beslenmemiş kalp
Sevdayı kendine nasıl buyur edebilirdi?