TERKİN İZLERİ
Uzaklara dalıyor içim, sınırlara
Sınırların ayırdığı coğrafyalara
Bombaların düştüğü metruk binalara
Kan gövdeyi götürürken,
Gövdemin işgal ettiği topraklara takılıyor aklım.
Gitmek istiyorum bu âlemden
Gitmek lakin nereye?
Gitmek, hiçbir yere.
Bir elimde dünya haritası
Öteki elimde kara kalemimle bekliyorum,
Esmer bir ağaçtan alan rengini.
İçimde susturamadığım bir coşkuyla uzanmak kalemime
Olmak istiyorum sınırları değiştirmeye mâlik
Evvela sınırlara dönüyorum.
Terk edilmiş coğrafyaların sınırlarını silmek
Terk edilmişliğini unutturmak
Şu lânet olası kelimeyi atmak istiyorum lügatlerden
Bir uçtan öbür uca dans ediyorum
Fonda çalan müziğe aldanarak.
Güzellikler çekiyor içim
Güzellikler, güzelleştirmeye vâkıf.
Bırakıyorum.
Sınırlar evvelden belirlenmiş
Ve parçalanırken topraklar,
Yaraları dahi saramıyorum.
Evvela kendi yaramı.
Göğüs kafesimin bir ucunda yer alan et parçasını susturamıyorum.
Acıyor, kanıyor, durduramıyorum.