MEZARLIKTAKİ ÇIĞLIK
Bir sela gibi yankılanıyordun içimde
Seher vaktinde ezandı sesin
Buğulu camlarımdan sevgin silik sevgilim
Gözlerim buğulanıyor
Sensizlikte büyük bir çığlık var sessizlik kadar
Kaşlarımdan yorgunluk akıyor
Dilimin ucunda sesinden yankılar
Gözbebeklerim bakmaktan yorgun şu dünyaya
Ellerim kabuklaşmaya başladı
Grileşiyor saçlarım
Sanki yaşım otuz beş
Sanki seni hiç görmeyecekmişim
Sahi hiç gelmeyecek misin?
Bensiz nereye gideceksin?
Nereden bileceksin bensizliği
Sensizliği nereden bileceksin
Sensizliğin sessizliğini
Nereden bileceksin
Ey sevgili
Oturup ağladım bugün
Ölüme zıplayarak giden çocuklar için
Bir çocuk nasıl ölebilir sevgilim
Gül kokan bir çocuk
Nasıl ölüm kokabilir
Sadece ölüler mi taşır ölümün kokusunu ciğerparem?
Mezarlıkları bu yüzden mi sevmiyoruz
Yine mezarlıktan yana güzelliğin
Ve yine gül cemalinden yana yüzüm.