6 Ağustos 2025

İNSAN : LANETLİ BİLGİNİN TAŞIYICISI

ile Zeynep ÖKMEN

Bütün Olimpus’un yükleri omuzlarımda,
Prometheus’un zincirinden artakalan gök,
Bir tanrı gibi suskun, bir insan gibi yanık,
Zamanı çarmıha germiş kadim bir çocuk.

Gözlerimde yanan ilk kıvılcım hâlâ titreşir,
Her parlayan yıldızda bir sükût iz bırakır.
Bilirim: Efsaneler toprağın altına gömülmez,
Onlar, susan bir kalpte sonsuza dek taşınır.

Kendini arar daima, aynalarda değil,
Suda titreyen yüzlerde, sisli düşüncelerde.
Çünkü hakikat, sözcüklerden önce konuşur,
Ve sessizlik, en gür yankıdır evrende.

Bir yük ki ne Atlas’ın sırtı dayanır,
Ne de tanrılar, unutuşta bulur ferah.
İnsan, kendi kaderini taşır yavaşça,
Kendi cehennemini, cennetiyle sarar.

Olimpus’un yolları kalbime dönerken,
İrade tanrılardan değil, hiçlikten doğar.
Küller içre bir varlık: Ne bütünüyle tanrı,
Ne de sıradan bir gölge, zamana esir bir nar.

Ve bilirim: Her bilgi bir lanettir aslında,
Her uyanış, bir kaybedişin yankısıdır.
Bütün yükleri taşıyan, artık yük değildir;
O, yükün anlamıdır — varlığın ta kendisidir.