BİR SANDALYENİN EKSİKLİĞİ
Kimi gidişler vardır ki geriye sadece bir enkaz bırakır.
Bütün sesler susar ardında,
Duvarlar bile yankı vermez artık ismine.
Bir fincanın kenarında kuruyan dudak izleri gibi,
Ne sen kalırsın ne de sana ait olanlar.
Kimi vedalar vardır, sessiz çığlıklar gibidir,
Kimse duyamaz ama içten içe çökersin.
Bir boş sandalye kalır sofrada,
Bir eksik adım yankılanır koridorda.
Kalabalığın içinde yalnız kalmak gibi,
Bir yastığın diğer yarısı bomboşsa,
Bir şarkı en sevdiği yerinde susuyorsa
Ve gecenin koynunda tek başına üşüyorsan
Anlarsın,
O gidiş,
Bir yıkımdır.
Sonrası hep kendinle konuşmaktır,
“Ben nerede eksildim?” sorusunu bin kere duymaktır aynalarda.
Bir tebessümün ardında kırık bir kalp taşımaktır,
Kimse bilmez, kimse sormaz.
Çünkü bazı acılar dillendirilmez,
Sadece susulur.
Kimi gidişler olur ki, zaman bile işlemez,
Günler geçer, aylar döner ama o boşluk…
Hâlâ ilk günkü kadar tazedir.
Unutmak değil mesele,
Alışmak da değil.
Sadece yaşamaya çalışmak,
Eksik bir parçayla devam etmeye mecbur kalmaktır.
Oysa bir kelime yeterdi belki,
Ama gurur, bazen en sessiz cellattır
Ve biliyorum,
Kimi gidişler vardır ki,
Sadece gitmekle kalmaz,
içinden de götürür
Bir daha asla geri gelmeyecek olanı…
Satırları okudukça bazen bir yerlere gidiyorsunuz, bazı da bir yerlerde kalıyorsunuz.
Kaleminiz daim olsun…
Sayın hocam yorumunuz beni pek memnun etti, teşekkür ederim. Gidişlerim ve kalışalrımı fark etmeniz pek hoş