İNSAN : LANETLİ BİLGİNİN TAŞIYICISI
Bütün Olimpus’un yükleri omuzlarımda, Prometheus’un zincirinden artakalan gök, Bir tanrı gibi suskun, bir insan gibi yanık, Zamanı çarmıha germiş kadim bir çocuk. Gözlerimde yanan ilk […]
Bütün Olimpus’un yükleri omuzlarımda, Prometheus’un zincirinden artakalan gök, Bir tanrı gibi suskun, bir insan gibi yanık, Zamanı çarmıha germiş kadim bir çocuk. Gözlerimde yanan ilk […]
Bazı kelimeler vardır; duyulduğu anda içimizde bir yankı bırakır. “Zaaf” da onlardan biridir. İlk duyuluşta bir kırılganlık izlenimi uyandırır kulağımızda. Zayıflık, düşkünlük, teslimiyet… Oysa bu […]
Gözlerin mehtâba benzer, yâr, gecemde nûr olur, Kalbim âmâ olsa dahi, aşkın ile mest olur. Bir tebessümünle güller açar her solgun bahar, Adını andıkça gönlüm, […]
Aklı da kalbi de sende olamayana neden çabalanılır? Her gece yıldızlara neden anlatılır? Bu can o kadar aciz midir? Ruh bu denli bitap mıdır? Bilmiyorum […]
Kimi gidişler vardır ki geriye sadece bir enkaz bırakır. Bütün sesler susar ardında, Duvarlar bile yankı vermez artık ismine. Bir fincanın kenarında kuruyan dudak izleri […]
Poğaçanın, zeytinli kısmını sana verecek kadar seviyordum. Bunun adı ne büyük bir aşk, ne de dramatik bir fedakârlıktı. Bu, sadece… “seviyorum” demeden sevmekti Seni sevdiğim […]
Bazen bir cümle, bir ömre sığacak kadar ağır gelir insana ve bazen en derin yarayı, en çok sevdiğimiz eller açar. Bir gün, kalbime en yakın […]
Bazı kelimeler vardır ki doğmazlar; onlar doğururlar. “Kabul” de işte bu kelimelerdendir. Hayatın o inişli çıkışlı yollarında, çoğu zaman en son sarıldığımız kavram olur. Başlangıçta […]